28 Aralık 2017 Perşembe

Sarıkuyruk + Kuzu + Liça + Akya / Onur Fırat POLAT


Seriola Dumerili, Amberjack, 

https://www.youtube.com/watch?v=d-hVCCe9m9A


Akya – Amberjack - Seriola Dumerili İnsan oğlu izin verirse ciddi kilolara ulaşabiliyorlar. Kara kaşlı kocaman gözleri olan bu tür genelde mendirekler, gemi batıkları ve enkazları mesken edinip, dönem dönem buralarda volta atıyorlar. Bottan, tekneden dikey (vertical jigging) disipliniyle avlanabiliyor, bizde bu yöntemi kullandık ve ciddi anlamda keyif aldık. Kullandığımız kandırıcılar arasında 30,40,50 gr lık jigler bulunuyor ve bunların dışında çeşitli iri zokalı silikonlar. Ayrıca deniz dibine indirilen, dip sürtmesi denilen bir sistemle de avlanılmakta, bu sistemde sübye, kalamar, zargana yada palamut… canlı yem düzeneğine özenle takılarak kullanılmaktadır, artı olarak eklemek istiyorum Akya balığını su üstü sahte ile de kandırabiliyorsunuz. İmkanınız varsa bu balığı avlamak için elinizi çabuk tutun, ağır yemlerle ağır mücadele verirken aldığınız haz bir çok balık avından çok daha keyifli ve unutulmaz.


Diğer bazı türlerde olduğu gibi, Akya balıkları da sürüler halinde hareket ederek kendilerini güvende hissederler. Özellikle gün doğduktan bir kaç saat sonra sürüden gruplar halinde kopmalar başlar. Büyük balık küçük balığı yer mantığından yola çıkarsak, her ne kadar avcı bir balık olsa da ilk yıllarda onlarda diğer avcı balıkların menüsünde yer alır, bu sebepten dolayı sürekli bir arada olmaya çalışıp güçlü, kalabalık görünüp düşmana karşı korunma avantajını elde eder. 

Gözlemlerime göre Akya balıkları gün doğduktan bir kaç saat sonra ciddi bir şekilde avlanmaya başlıyor ve küçük balık gruplarına, sürüler halinde baskınlar yapıyor, onlarca sefer karşılaştığım ve hatta kayıt altına aldığımız bir olayın altını çizmek istiyorum, genelde jig yaptığımızda başımıza gelen bu olay, sürekli balık avlayan ve Akyaları çok iyi tanıyan Ahmet ve Latif Uğurluçimen abilerimize oldukça basit gelmekte, lafı daha fazla uzatmadan olaydan bahsedeyim artık, bottan yada tekneden vertical jigging yaptığınızı düşünün bir anda Akya oltanıza yapışıveriyor ve var gücünüzle çekmeye başlıyorsunuz güç bela kepçelemeye çalışırken arkasından gelen Akya ordusu inanın aklınızı başınızdan alıyor, aralarından ayrılan arkadaşı kepçeye henüz alınmışken, bir anda gözden kayboluyor çetenin diğer üyeleri. Tatlısu ağızlarını da zaman zaman yoklayan Akya balıkları dar ve sığ sulara kadar girip kendinden küçük balıkları sıkıştırıp onları avlarlar. 
 

Su üstü diye tabir ettiğimiz sahtelerle, tıpkı Kofanaları çıldırtıp yakaladığımız gibi Akyaları da kandırabiliriz. Tabii ki gelişi güzel bir deniz kıyısına gidip te Akya yakalamak mümkün değil ama sıkı bir takip ve sağlam dostlarınız varsa onlardan tüyolar alıp avlanacağımız bölgeyi hatta noktayı seçebiliriz.


Edebiyle avlanan ve avına saygı duyan bütün dostlarımıza Rast gelsin…

Onur Fırat Polat


Orfoz, Lüfer, Kofana, Baraküda, Züber Onur Fırat Polat...

#orfoz var #lüfer var #züber var #baracuda var #grida var #granyöz var #kofana var ne vereyim Abime… ;)

Tekrardan doğal ortamına iade ettiğimiz balıklar bizim nazarlığımız olsun, Rabbim nazar değdirmesin inşallah…

Maviye uyumak, maviyi düşlemek, maviye uyanmak ve maviye doğru yol alıp, mas maviden enerji alıp maviden huzur bulmak…

Onunla buluşacağımı anlayıp ellerime alacağımı hissettiğim anda veriyorum kararımı… oltamı alıp, atıp derin sulara kandıracaktım onlarcasını. Yol arkadaşım Serdar la birlikte Akdeniz’in #Gralı Ahmet Abimin yanında almak için soluğu elimizden geldiğince az mola vererek Ankara’dan yola çıkıp varıyoruz kebap şehri #Adana ya…


Adana'ya ayak basan her normal insanın yaptığı gibi muhteşem lezzetlerin eşliğinde başlıyordu bir macera daha, Ahmet Abinin muhabbetini özlemişim diyorum kendi kendime ve şükür ediyorum Rabbime, güzel dostlarımız var saygı sevgi çerçevesinde bir arada olmaktan huzur bulduğumuz. Sabaha dinç uyanıp, maviye gözlerimizi açıp huzurun doruklarına çıkacaktık, uyuyup uyandığımızda zımba gibiydik hepimiz bomba bir sabah suyunun bizi beklediğini hissedebiliyordum.

Daha birkaç saat geçmişti güzel balıklar kandırıp, daha sonra sizlere sunacağımız harika videolar, fotoğraflar çekiyorduk. Sabah suyunu kahvaltı molası vermek için bitirdik ve krallara layık bir köy kahvaltısı yaptık daha sonrasında Ahmet abinin akşam yemeği için yarattığı harikaların tarifi imkansız.

Bu avda yakalanan balıkların %90 ı tekrardan doğal ortamına iade edilmiştir. Lafı fazla uzatmadan bırakalım birazda fotoğraflar konuşsun. Değerli Abim Ahmet Uğurlucimen​  e sonsuz teşekkürler….


Bu avda yakaladığımız 6 kg civarında orfoz balığı da dahil neredeyse hepsini tekrardan doğal ortamına saldık ve geleceğe bir değil onlarca umut bıraktık, umarım ilerde onlarla tekrar karşılaşıp selamlaşırız...


Kullandığımız ekipmanlar;
Kullandığımız ekipmanlar arasında çok yakında TR ye gelecek olan Major Craft jigpara slow jig modelini test etme şansımız oldu güzel balıklar aldığımızın altını çizmek istiyorum.
Makinalar: #Shimano #vanquish4000hg #stella4000sw #stradic3000fj #Abugarcia #ambassadeur
Kamışlar: #MajorCraft #Crosstage shore jigging 15-50g / #Xride plg 2.90 15-70g / #Solpara Light Jigging 198cm 60-150g #Shımano #Biomaster 246cm 10-35g
Misinalar: #Varivas avani jigging #Daiwa morethan 12 #Okuma x-pe8 pro version
Kandırıcılar: #Jigpara #slow color01 #TackleHouse Feedpopper #Fiiish Black Minnow #Daiwa Saltpro minnow f11

25 Ekim 2017 Çarşamba

FOSFORLU GLOW UV SAHTELER

Sizinde bir fikriniz var mı? Selamlar arkadaşlar GLOW ( ışığı hapseden-fosforlu) sahteler neden var? Özellikle kullanıldığı bir dönem, saat ya da  mevsim var mı? Sizin düşünceniz nedir, peki balık avlarken faydası var mı? Bana sorarsanız tabiki var deneyimlerime dayanarak sizlere de kullanmanızı tavsiye ediyorum.

Glow yani ışığı belli bir süre üzerinde hapseden maket balıklar, silikonlar kısacası balık avlarken kullandığımız kandırıcıları nerede ve ne zaman kullanmalıyız, fazla kafanızı kurcalamadan kısaca anlatayım; bu iş aslında tamamen mantık işi, ilk etapta fosforlu olduğu için aklımıza direk gece karanlık sularda kullanmak gelebilir ama bu tür sahteler gündüzde fazlasıyla işimize yarıyor, mesela gündüz derin bir merada işimize yarayabilir yada kapalı, düşük ışıklı (bulutlu) bir havadada işimize yaraya bilecektir.



Evet derin su dedik bu denenmiş ve verim alınmış bir durum ve eminim bir çoğunuz bunu denemiş olmalı, peki ya gece deyince akla ne geliyor? Glow su üstü bir sahte gece neler yapabilir tabi ki merada balık varsa affetmeyecektir ve bu defalarca denenmiş tecrübeyle sabitlenmiştir. Balığın bu tarz glow ve uv özelliği olan sahtelerden ürktüğünü söyleyenlerle zaman zaman karşılaşıyorum öyleyse milyon dolarlık firmalar boşuna bu sahteleri üretiyor diyorum gerektiğinde de deneyimlerimi anlatıyorum.  Zamanında kullanıldığında bu özellikteki kandırıcılar cazibesiyle balıkları rahatça kandırmaktadır... Aslında bu ürünün temelinde üreticilere kendileri gibi ışık olan Biolüminesans canlılar var, araştırdığınızda göreceksiniz.


 Bu canlılar arasında, balık avcısı olarak ilk aklımıza gelecek olanlar sanırım kalamarlar yada deniz anaları olacaktır. Edebiyle avlanan, avına ve avlağına saygı duyan bütün amatör olta balıkçısı dostlarımıza Rastgelsin...

23 Ekim 2017 Pazartesi

Fırat Turnası - Barbus Esocinus - Luciobarbus - Mangar

Tütün diyarında tabakadan tütün saran eller, derin bakan gözler, alabildiğine uçsuz bucaksız turkuaz mavisi Fırat suyu, büyüleyici… Dikkatli baktığınızda saatlerce etkisi altına alır insanı, duygularını paylaşırsın dertlerini gömersin suya ve rahatlatsın bir süreliğine.


Uzun uzun dinledik bu sefer Adıyaman Atatürk Barajında, dolu dolu üç gün, üç gece geçirdik değerli insanlarla, hepsi candan hepsi ciğerden yaklaşıyor birbirine, içten pazarlıksız ve misafirperver. Durup durup düşündüm kendi kendime eğer dünyadaki insanların hepsi böyle olsaydı ne olurdu? eminim hepimizin cevabı aynı. 



İlk gün güneş doğmadan alaca karanlıkta kamptaki arkadaşlarımın neredeyse hepsi inmişti su kenarına, Ankara'dan yola çıkarken kendi kendime söz vermiştim acele etmeden sindire sindire olta sallayıp etrafı gözlemleyecek ve güzel fotoğraf kareleri alacaktım. Yüksek bir uçurumdan aşağıdaki herkesi görebiliyordum bütün arkadaşlar harıl harıl çalışmaya başlamıştı sessizlik hakimdi, sadece kuş ve su sesi birbirine karışıyordu. Aşağı inmek için harekete geçtim ve bir kaç kare fotoğrafın ardından olta sallamak için kendime uygun bir pozisyon sağlayıp başladım at çek yapmaya, Ali abiyle göz göze geldik tatlı bir dille oturarak atış yapmam gerektiğini söyledi ve herkes gibi bende oturarak atış yapmaya başladım, biz aslında oturarak at çek yapmaya alışkın değiliz 🙂 alışmışız yürüyerek tarayarak at çek yapmaya, turlayıp dururuz gölün etrafını ama nerdeeee uçsuz bucaksız bu barajı turlamak... 


Etrafımızda üç ada vardı ve hepsi birbirine yakındı, güneş inceden kendini göstermeye başlamıştı tekneye atlayıp Ali abi ve bir kaç arkadaş en küçük adaya çıktık, ada o kadar küçüktü ki günün ilerleyen saatlerinde dalga çıktığında adanın ortadan kaybolduğunu gördüm, sanki sihirli bir adaydı açıl susam açıl, kapan susam kapan deyince ortaya çıkan ve kaybolan bir ada hayal ettim garip garip. Ali abi ve değerli ekip arkadaşları adanın sol noktasına doğru ısrarla atış yapmamı söylüyordu güneşin doğuşuyla birlikte ilk vuruş ilk çığlık ve bıraktı dedim Ali abiye bir yandan da takip ettiğini hissediyorum, aksiyonu bozmuyorum ve tekrar asılıyor bu sefer tasmayı basıyorum, daha önceden avladığım için kafa darbelerinden tanıyorum balığı Bizir Balığı diyorum Ali abiye ve saniyeler sonra arkamda güneş elimde bizir poz veriyorum Ali abiye.


 İlk balığımızı okuyup üfleyip livara attıktan sonra tekrar pozisyon alıp atış yapıyorum aynı noktaya ve bir kaç tur sardıktan sonra yükleniyor kalamaya bu sefer Fırat turnası diyor Ali abi ve ben Şabut olduğunu sesli düşünüyorum, tatlı tatlı kalama verip, kısa bir mücadelenin ardından balığı kepçeliyoruz. Şükürler olsun Rabbim şükürler olsun sana diyorum bu yeter diyorum bir kaç kare fotoğraf alıp derin bir nefes çekip bir sigara yakıyorum ve sevinçten gülüyorum kendi kendime. Şansımız açıktı ilk günden ekip olarak güzel balıklar aldık çok fazla balık saldık ve bir kaç gün bir birini bu şekilde kovaladı. Osman abi ve Mehmet abi bizlere kendi elleriyle yemekler yaptı geceleri ateş yaktık başına toplandık hatta misafir bile ağırladık kampımızda. Çamur banyosu yaptık, Çay içtik tütün içtik şarkı dinledik, türkü söyledik her dilden her telden. Açık havada binlerce yıldızı olan o meşhur otelde kampet üzerinde uyuduk, ılık ılık esen rüzgar ve mis gibi tertemiz hava, tertemiz insanların yanında. Edebiyle avlanan ve avına saygı duyan bütün dostlara Rast gelsin dileklerimle, Allah'a emanetsiniz...
Ekipman bilgisi;
Shimano Aspire Sea Bass 15-60gr
Shimano Stella 3000 XGFI
Daiwa Tournament Multi color 0.20mm Fladen Nidingen 28gr gold
DECOY PR-11 Power Roll Snap

5 Mayıs 2017 Cuma

Zehirli Balık

Denizlerimizde sıklıkla karşılaşabileceğimiz zehirli Trakonya Balığı

Denizlerimizde sıklıkla rastlanan ve  oltalarımıza takılan zehirli balıklar pek bilinmemekte ve üzerlerindeki dikenlerin zehirli olması sebebiyle sağlığımıza ciddi zararlar verebilmektedirler. Bu nedenle oltanıza takılan balığın ne olduğundan emin değilseniz elinize alırken dikkatli olmalısınız. Bu gibi durumlarda yakalanan balığın ağzındaki iğneyi çıkarmak için karga burnu ya da forceps kullanabilirsiniz. Ayrıca olumsuz bir durumla karşılaşıldığında 114 zehir danışma merkezlerine başvurmanız gerektiğini de unutmamanız önemli.

Denizlerimizde sıklıkla rastlanan ve oltaya en fazla takılan bu balık, türler arasında en etkili zehre sahiptir ve öldükten sonra dahi zehri etkilidir. Zehirleri sinirlere etki ettiğinden dolayı bizleri sakat bırakabilir. Aşağıdaki fotoğraftan inceleyip balığı tanıyabilirsiniz.