13 Haziran 2022 Pazartesi

Rekorlar Günü / Turna Balığı avımız

Rekorlar Günü / Turna Balığı avımız

Değerli iki dost Abi, arkadaş, kardeş.



Muhteşem geçen bir av günü ve sabırla azimle saatlerce uğraşın ardından oltalarımızı ziyaret eden devler. 



Uzun zamandır böyle bir Turna balığı avı yapmamıştık açıkçası.  

Bir güne ancak bu kadar trofe dev balık sığdırılabilirdi zaten, yakaladığımız balıkların neredeyse hepsini saldık. 



Ahtım vardı zaten, yakaladığım turna balığını 1 metre üzeri boyu ne olursa olsun güzel bir video çekerek salacaktım.




Bu unutulmaz günde hoş sohbet ve muhabbetiyle bizlere diğer teknede eşlik eden Alpaslan ve Çetin abileri de unutmamak lazım.


Teşekkürler Durul Kılıç, Okan Ünsal....


4 Şubat 2022 Cuma

ORKİNOS BLUEFIN TUNA TAHNİT TAXIDERMY

Orkinos Kuyruğu Boyama 

Orkinos Kuyruğu Tahnit 

Bluefin Tuna Taxidermy 

Binlerce km yol, onlarca zahmet, risk, sabır, disiplin ve bunların mükafatı muhteşem balıklar yakalıyoruz.

Fotoğraflarda gördüğümüz balıklar tabiki öyle gelişi güzel sürekli yakalayabildiğimiz türden değil.

Yakaladığımız orkinos balıklarının anılarını hatırlamak ve ölümsüzleştirmek için kuyruklarını keyifli bir uğraşın sonunda bir sanat eseri edasıyla, muhteşem objelere dönüştürüp evimizin yada ofisimizin en gözde noktasında sergiliyoruz. 








#orkinos #orkinosavı #bluefintuna #taxidermy #tahnit #balıktahnit #balıkavı #balık 

24 Ocak 2022 Pazartesi

FIRAT TURNASI - LUCIOBARBUS ESOCINUS


FIRAT TURNASI - LUCIOBARBUS ESOCINUS


 

Eşsiz lezzetler ve..

Eşsiz samimi, unutulmaz sohbetler…
Eşsiz yaradılışın tarihine tanıklık eden,
Eşsiz, bölgeye has balıklar ve bölgenin has adamları...
Sevmek;
Sıradışı ya da kahramanca şeyler yapmak değil,
Sıradan şeyleri hassasiyetle yapmaktır.
Farid Farjad
FIRAT TURNASI (Luciobarbus Esocinus)
ŞABUT (Barbus grypus)
BİZİR (Carasobarbus Luteus)
Yaklaşık 3 yıldır birlikte av yapmayı planladığım dostum Mustafa (Fırat Turnası Terbiyecisi) ile sonunda buluşacaktık ve sezon açılışını birlikte yapacaktık.
Değerli dostum Mustafa'dan gün gün rapor alıyordum, sürekli balıkları takip ediyordu, bölgeden gelen istihbaratlar bizi fena halde gaza getirmişti. Yaklaşık 10 gündür telefonda uzun uzun konuşup plan yapıyorduk. Bölgede harman, hasat zamanı oluğu için her gün avlağa çok yakın olan hasat bölgesine giden arkadaşım Fırat Turnası ve Şabut balıklarının aşırı derecede yükselen su ile tarlada yüzdüğünü anlatıyordu, balıklar havyar atmak için normalinden daha fazla kıyıya yanaşmış ve neredeyse elle yakalanabilecek duruma gelmişti.
Sezon açılışına son bir kaç gün kala planı yaptım, birlikte balık tutmak istediğim kardeşim, dostum Evren ve Mehmet ile haberleşip yola koyulacağımız günü ve saati belirleyip son hazırlıklarımızı yaptık.
Balıklar orada bizi bekliyordu gidip onları yakalayıp fotoğraflayıp tekrardan salmak için birbirimizle sözleştik.


Mustafa'yla en son konuşmamızda bizim aleyhimize iç karartıcı umutsuz anlatımlar olmasına rağmen Mustafa'nın gazıyla ümidimi kaybetmiyordum, (Abi sakın planı bozma balıklar bizi bekliyor diyordu telefonun diğer ucunda Musti) balıklar gün geçtikçe kıyıdan uzaklaşıyordu ve açıkta günün belli saatlerinde kendilerini gösteriyorlardı.
Biraz ani gelişen bir kararla Ülkemizin mutlaka gidip gezilmesi gereken yerlerinden Güneydoğu Anadolu bölgesine doğru, güneydoğu bölgesine ait müzikler eşliğinde yolculuğumuz başlıyor, inanın bana bu bölge insana çok değer katıyor ve çok şey öğretiyor.
Balık avı aşkına çok az insanın kat edebileceği bir mesafede yolculuğumuz olacaktı tamı tamına 2019.7 km lik bir yoldan bahsediyorum (araziye uygun farklı bir araçla 3 gün boyunca avlağa gidiş geliş minimum 2 saat yolculuğumuzu da hesaba katmıyorum)
Yola bir kaç gün önce çıktık Güneydoğu Anadolu bölgemizin bir kaç şehrinde bir kaç gün konaklayıp oradan Adıyaman'a geçeceğiz. Önce Diyarbakır arkasından Urfa ve son durak Adıyaman'a vardığımızda heyecan tavan yapmıştı.


Su üstü maket balığa atlayan Bizir Balığı (Carasobarbus luteus)  Carasobarbus


Değerli dostum Mustafa ve Ali abiler karşıladı bizi biraz sohbet muhabbetin ardından dinleneceğimiz otele geçtik ve sabahın ilk ışıklarına saatleri kurduk.
Sabah 1 saate yakın bir yolculuğun ardından balıkları avlayacağımız noktaya gelmiştik aslında ilk gün biraz geç kalmıştık ama şükürler olsun eli boş dönmemiştik.
Ben daha önceleri bölgede bir kaç defa avlandığım için hem yolda gelirken hemde avlakta tecrübelerimi Evren ve Mehmet arkadaşlarımla paylaştım ki orada avlanırken yabancılık çekmesinler. Mustafa bizi bir birimize yakın sıcak noktalara yerleştirmişti her şey fazlasıyla planlı ve programlı bir şekilde ilerliyordu.
Bölgede popülasyonu oldukça fazla olan Bizir (Carasobarbus Luteus) balıkları ilk ziyaretçilerimiz oldular Evren ve Mehmet bu balıkla yeni tanışıyordu balığı inceliyorlar ve güzel fotoğraf karelerinin ardından tekrar geldiği yere salıyorlardı. Bizir balığı onları çok şaşırtmıştı bu boyda bu güç hakikaten tuhaftı.
Öğlene doğru beklediğimiz ses Mehmet in makinasın dan gelmeye başlamıştı hepimiz onun yanına gelmiştik sanırım daha önceden bu makine bu denli kalama sesi çıkarmamıştır. Beş dakika geçti 10 dakika geçti yarım saat oldu ama balık inanılması güç bir şekilde direniyordu oltanın ucundaki balık abartmıyorum 40kg civarında kavurucu sıcakta yardımlaşarak balığı kıyıya kadar getirdik videoya çektik balığı gördük oda bizi gördü 🙂 ve kaçtı inanın bir zerre bile üzülmedik çok hızlı bir şekilde tekrardan ava adapte olup var gücümüzle at çeke devam ettik şükürler olsun Mehmet ve Mustafa abiler arka arkaya fırat turnasını bindirmişti oltaya heyecandan ölecek kıvama gelmiştik Evren ve ben bir yandan da arkadaşlarımızı motive etmeye çalışıp onları sakinleştiriyoruz.
Öğle yemeği vakti gelmişti 2 Fırat turnası almıştık ve sayısız Bizir balığı ve elimizde bir tane bile balık yoktu 🙂 çünkü muhteşem fotoğraf kareleri alıp hepsini tekrardan salmıştık. Akşam suyuna dinç olabilmek için gölgede biraz kestirip dinlenmeyi umud ediyorduk ama nerdeee hava sıcaklığı neredeyse 50 derece kendimizi suya atıp bir kaç saat eğlendikten sonra bir çay molası verip akşam suyuna geçtik ve ertesi gün için planımızı yaptık.
Ertesi gün öğlene kadar av yapıp avımızı sonlandıracak tık çünkü sıcak cidden beynimizi kavuruyordu.
Akşam suyunda popperlar la Bizirlerin akıllarını başlarından almıştık çok eğleniyorduk ama sıcak bizi çok yormuştu.
Otele geldiğimizde hayatımın en anlamlı duşunu aldım desem yeridir 🙂 duşun ardından akşam yemeği için muhteşem bir kebapçıya geldik yedik yedik yedik doymak bilmiyorduk aç karnımızı doyurup uyumak için saatleri bu sefer dahada erkene kurup uyuduk. Gece saatlerinde uyanıp Mustafayı aradık oda neredeyse gelmek üzere aşağı inip yola koyulduk.



Avlağa geldiğimizde gün henüz doğmamıştı Mustafa çıt çıkarmamızı dahi istemiyordu gün doğarken adeta doğayla bütünleşip balıkların yerini tespit etmeye çalışıyordu bir önceki gün balık aldığımız noktaya Evren ve Mehmet yerleşmişti bizde yine sıcak bir nokta olan sağ taraftaki koya geçmiştik.
Gün doğmuş güneş neredeyse tepeye gelmişti ama balık yoktu uzaktan Evren ve Mehmet i izlerken bir anda hareketlendiklerini gördüm Evren bir şey yakalamıştı ama uzaktan ne olduğunu anlamamıştım dakikalar sonra telefonlaşıp Şabut (Barbus grypus) yakaladıklarını öğrendim ve bu balıklarda taşındıkları için çok mutlu oldum.
Show vakti Evren deydi iç güdülerine güvenip farklı bir noktada kandırdığı dev Fırat turnası keyifleri iyice yerine getirmişti şükürler olsun, zaten ilginçtir bir önceki gün yapacaklarını ve yakalayacağı balıkları bize tahminde bulunmuştu.
Ben telefonla konuşurken Mustafa abi hemen önümüzde çok iri balıklar olduğunu söyledi gaza gelerek hemen suya girdim ve atış yapmaya başladım bu arada hem sıcaktan çok bunalmamak hemde olabildiğince uzağa atış yapmak için göğüsümüze kadar suya girerek atış yapıyorduk bilmenizi isterim.


Fırat Turnası Luciobarbus esocinus

Mustafa abi baya iri bir balık aldı ne olduğunu anlamaya çalışırken bende güzel bir balık aldığım çok iyi kalama alıyordu ama Bizir balığı olduklarını anlamamız çok geç olmamıştı.
Mustafa abi yılmadan aynı noktaya yüzlerce binlerce atış yapıyordu bu arada da bana bunu neden yaptığını anlatıyordu ki oltama yapışan balığın Bizir olmadığını anlamam makinamın kalama sesinden anlaşılıyordu doğrusunu söylemek gerekirse ilk defa bu kadar uzun soluklu bir kalama mücadelesiyle karşı karşıyaydım inanın bana nefesim bu balığı Fırat Turnası (Luciobarbus Esocinus) çekmeye yetmedi soluksuz kaldım, yoruldum ama şükürler olsun yaklaşık 30 dakikalık bir mücadelenin ardından balık Mustafa abinin kollarındaydı.
Evren ve Mehmet mücadeleyi görmüş yanımıza gelmişlerdi kendimi sakinleştirip muhteşem fotoğraf karelerini kaydetmek için balığı kollarıma almıştım ve sonuç ortada bunca yol emek birikim kollarımdaydı şükürler olsun artık derin rahat bir nefes alabilirdim.
Bugün avımızı sonlandırıp yemek yiyebilmek için harika bir yere gittik sonrada Adıyaman'ın tadını çıkarmak için kendimize biraz zaman ayırdık mutluyduk gülücükler saçıyor duk etrafa.
Daha anlatacak çok şey var ama birazı da bizlere kalsın diyelim 😉
Teknik konular hakkında biraz bilgi vermek gerekirse deneyimlerimi olta kamışı hakkında bilgiler vererek başlıyayım;Olta kamışımızın minimum boyu 270cm olmalı bence bu yeterli bir boy ama dahada mesafe almamız gereken noktalarda ipimiz de biraz kalınsa biraz bizi yorabiliyor, yani 270 ve 300 cm arası kamışlar min 3000lik ve 4000lik güçlü dragı olan makinalarla kombinlendiğinde işimizi fazlasıyla kolaylaşacaktır kullanacağımız ipe gelecek olursak minimun 0.18mm maksimum 0.22mm işimizi fazlasıyla görür.
Kandırıcılara gelecek olursak yukarıda Allah var #Remixon #Pineapple 15gr çift iğneli tüylü kaşık adeta balıkların akıllarını başlarından aldı.
Mehmet'in yakaladığı Turnalardan birisi #SAME #Harengula 40gr 09 numaralı renk ile yakalandı.
#2008 yılından beri söylediğim gibi
Edebiyle avlanan, avına ve avlağına saygı duyan sahip çıkan bütün olta balıkçısı dostlara Rast gelsin dileklerimle.